3 Kasım 2010 Çarşamba

Kapadokya'da ilk gün.. =)

 Pek tatlı gidememiştik Kapadokya'ya malum.. Hele o akşam nasıl bir yağmur vardı anlatamam..  Hatta hiç gitmesek evde otursak dedim otobüsü beklerken. =) Ama gittik.. 
Gidiş hiç sorun değil inanın..
Asıl sorun Kapadokya'nın kendisi..
Gez gez bitmiyor..
Haliyle şu anda da anlat anlat bir posta sığmıyor.. Çünkü çokça rehber dedikodum var gezi anıları dışında.. O yüzden bu ilk gün postum.. Arayı açmadan iki ve üçle burada olurum.. =) 
Neyse efendim.. Kapadokya üç günlüğüne gidilecek bir yer değil! Sindire sindire gezilmesi gereken bi yer.. Biz aksini yaptık.. Zaman kullanımında oldukça başarısız bir rehberle 3 güne sığdırmaya çalıştık!
Otobüsten otele ayak basmadan gezmeye başladık ilk gün. Allahtan otobüse biner binmez uyuyanlardanım da, sorun yaşamadım pek.. İlk durak Ihlara Vadisi'ydi.. 


Bi otobüs dolusu yorgun insana 400 basamak inip çıkacağımızı söyledi rehber.. O an sorgulamaya başladım bu yolculuğu ama çok geçti sanırım.. Rehbere için için ilk gıcık olduğum anlar da o anlardı aslında.. Çaktırmadım.
Çünkü iniş rahattı ve manzara muhteşemdi.. 





Taa kii...
Grubu kaybedene kadar.. 
Daha doğrusu grup bizi kaybedene ve ruhları duymayana kadar.. 
Bütün ETS rehberleri avaz avaz bağırıp grupları toplarken bizimki sessiz sessiz çekip gitmeyi tercih etmiş. Kiliseleri gezdiriyomuş meğer.. Biz de kendilerini aradık koskoca vadide.. Neyse bulduğumuzda tam bir sinir küpüydük! Böyle rehber olmaz olsundu falan.. Neyse sakinleştirdik birbirimizi ve adamı tura şikayet etmeye karar verdik. Ama 400 basamak çıkmak vardı şimdi.. Hırsımı basamaklardan çıkardım sanırım.. =))

Kaybolmuş olmayı kendime yedirememiş olsam gerek, bir poşet de kabak çekirdeği aldım hırsımdan.. Kapadokya bölgesinde süt ve tereyağında kavrulurmuş kabak çekirdekleri.. Ve kabak dedikleri aslında küçük kavun gibi kabaklarmış.. 
İşte bunlar..

Hırsımdan aldığım çekirdekleri yemeyi bile unutmuşum o gün!
Neyyyssse..
Saat öğleni çoktan geçmişti, biz açtık ve rehber yemek yerine bir yeraltı şehrine götürdü bizi.. Sağ olsun astımı olanlar, karanlıktan korkanlar, şunlar bunlar girmesin dedi rehber.. En son da "Bence UZUN BOYLULAR da girmesin" yorumunu yaptığında herkesin sıtkı sıyrılmıştı zaten.. Hadi ben 1.59 olarak sorun etmedim ama benim zavallı kocam ne yapsındı?!
Girdik tabii ki.. 


Kısacası bi mezar, bi metro inşaatı gibiydi.. Ben diz kapaklarımı, eşim de ayak parmaklarını  öpme pozisyonuyla çıktık bu tünellerden ve yine bi sürü merdivenden.. 

Kapadokya'ya gidiyorsanız milyonlarca basamak çıkmaya hazır olmalısınız efendim.. 3 günlük tecrübelerimin en önemlilerinden biri bu!

Hiç yemek yiyemicez, Allahım açlıktan ölücez burda derken rehber yemeğe gidiyoruz dedi.. Sevindim ben de.. Saf gibi!
Adam bütün gün yemek yiyeceğimiz yer Hanedan Restaurant dedi, tur programında da öyle yazıyodu. Biz uyku sersemi indik otobüsten.. Gruptan birilerinin peşine takıldık. Bakıyoruz Hanedan Restaurant diye bi yer yok, rehber hiç yok! Güç bela ikinci rehberi bulduk, bi de ne görelim?! Müzede yemek yiyomuşuz, hanedan manedan yokmuş!
Kendi kendine karar değiştiren rehber, ben küfür ede ede yukarı çıkarken bizi gördü. "Hanfendiciiğğm nerrrrdesiniiiz?!" dedi.. Ben de şalter atıp "Kusura bakmayın ama asıl size sormalı, nerdesiniz siz?" diyince "Ama ama ben Recebi bırakmıştım aşağııııı" dedi.. Recep sağolsun müzenin içinde beklediği için görememiştik..  Ah o rehber.. Mahvetti tatilimizi! 

Neyse asıl söylemek istediğim yemek yediğimiz yerlerin hem kendileri, hem yemekleri süperdi.. Kapadokya'da üç güzel mekan tavsiye edebilirim isteyenlere artık.. İlki müzeydi dediğim gibi.. Yöresel döşenmiş odaların ve maketlerin arasında yedik yemeğimizi.. =)


Yemek çıkışı fotoğraflara daldık yine.. Kapadokya'nın her köşesinde görülecek, söylenecek bi şey var, bu post nasıl biter bilmiyorum.. Yemek sonrası etrafı gezdik biraz. Muhteşem kurutulmuş meyve satan tezgahlar vardı.. Bir de ehliyetine kavuşmasına günler kalan annem için çektiğimiz şu tekel bayii.. 




İlk günün son durağı bir Onyx atölyesiydi.. Kapadokya'nın önemli taşlarından..Usta iki dakikada bi yumurta yaptı kiiii ağzımız açık kaldı.. Sonrasıysa alışveriş faslıydı ama yorgunluktan kimsede hal kalmamıştı.. =)


Artık otel bizi çağırıyordu! Ve bilin ne oldu!..
Hadi bi tahmin..
YAĞMUR BASTIRDI!
Bu yağmur beni çok seviyor biliyorum ben neredeee o orada..


Otele gelinceee.. 4 yıldızlı ama konum olarak çoook güzel bir oteldi. Göreme Açık Hava müzesinin dibinde, hep o peribacamsı kayaçların içinde, şirin bi oteldi..

Tourist Otel..

Veeeee gidemediğimiz bir bar vardı yakınlarda.. Son derece sempatik görünüyordu dışardan..
O da şu;
FLİNSTONES CAVE BAR! =)


Son olarak.. Buralarda yokken bir ödül almışım ben fark etmeden =)
Cido'ya teşekkür ediyorum..
Gereken en kısa zamanda yapılacaktır :P
 

6 yorum:

ayci dedi ki...

alsoooo...(sen anliyorsun diye tüm bu almanca cabalarim :))

evet...also yani...simdi kapadokya ya turla gitmek iyi güzelde - rehberle gezmek NO THANKS diyorum.

cok iyi rehberlerde var elbette - ama bir sehri bir mekani bir yeri kesfetmenin en iyi yolu, kendi basina cikmak...

sokak sokak...vadi vadi :)

ayri peri bacalarini görmek istiyoruuuum :)
heyecanli bölümler bekliyor olsa gerek bizi.

he fotografin kenarina durdugunuz icin tesekkür ve tebrik etmek istiyorum. cünkü genellikle mal gibi ortaya dikilir insanlar - hic hoslasmam :)

her niiiiyzeee...birsey daha diyecektim...
tüh bak unuttum...

neyse diger posta kadar hatirlamam ümdiyle :)

Dilhan dedi ki...

sen konuş ben anlarım kuzum! =) aynen anladığın gibi.. kapadokya forever.. ama rehbersiz.. =))
uzun uzun, sindire sindiree... =)))
peri bacaları son gün =) ama facebooka toptan koyucam hepsini =)

fotoğraf olayına gelince.. reeca ederiz efendim, tamamen kocamın tarzı =)

bir dahaki postta buluşmak ümidiyle o zaman.. =)

ceydabural dedi ki...

rehber feci anlaşıldı :)
ama ben o mezer gibi yeraltı şehrine hayatta giremem dedim fotoğrafı görünce banik atak insanıyım ben :))

herşeye rağmen bence iyi kı gıttınız devamını ve cok ca fotografları beklıyorum

nergisce dedi ki...

simdi " iyi ki gitmisiz" diyorsundur hemde rehbere ragmen:)

Hande dedi ki...

bizde okuldayken Kapadokya'ya tur yapmıştık ve aynı otelde kaldık otel güzel ama ozaman eşyaları eskiydi şimdi yenilemişlerdir belki. gezilecek çok yer olduğu için programı mecbur yoğun tutuyorlar bu durumda rehbere çok iş düşüyor malesef sizin şansızlığınız kötü rehbermiş. Biz başka bir sefer kendimiz gidip 5 gece kalmıştık fazla yorulmadan keyfimize göre rahatça gezdik.

Dilhan dedi ki...

ceydam feciii ne kelime.. tam bi bomba! =) o yeraltı şehrine şimdiki aklım olsa ben de girmeyebilirim.. çok kalabalık oluyo, daracık merdivenler falan.. ikibüklüm merdiven çıktık yanii.. büyük bi kayıp yok girmesen de.. :P

nerocuum, aynen öyle.. dinlenince iyi ki gitmişiz diyebildik! =)

hande, evet yenilenmişti otel, yani eski halini bilmiyorum ama eski değildi odalar falan =)ve evet bi dahakine rehbersiz gidicez ki gönlümüzce gezelim. artık avucumuzun içi gibi biliyoruz :P