6 Kasım 2010 Cumartesi

Kapadokya'da ikinci gün..

Biraz gecikmeli yazıyorum bu postu.. Aslında bugün de başka şeyler yazasım vardı..
İKEA'yı yağmalamamız gibi.. =)
Ama biliyorum ki başka şey yazarsam birileri beni gebertebilir.. =))
Neyyyyse.. 
Kapadokya'da ikinci günümüz en olaylı ve gergin günümüzdü.. Daha önce de söylemiştim bir rehber faciası yaşadığımızı ama en bombası ikinci gündü! 

Sabah gayet pozitif başlamıştık güne.. Dinlenmiştik, tatildeydik falan..  İlk durağımız Hacı Bektaş Veli Müzesi olacaktı. Dinler tarihinden ve mezheplerden bahsetmeye oldukça meraklı rehberimiz Protestanlıktan girip Alevilikten çıkana kadar uzuuun bi yol geçti.. Konuda yapılan güncel gaflara değindi, müze girişindeki aslanlı çeşmenin hikayesinden bahsetti ve müzede 30 dakika otobüslerin yanında buluşmak üzere "serbest" zaman verdi.. Ardından da kültür merkezinde Semah "gösterisi" izletmek istediğini sadece 20 dakika süreceğini, herkesin görmesi gerektiğini söyledi.. Gösteri olarak Semah'ın 20 dakika süremeyeceğini mesleki olarak gayet iyi bilen bendeniz, kıllanmaya başladım..

Neyse dedik, müzeyi gezerken eğlenceye vurduk işi .. İnsanlar huşu içinde başlarını örtmüş gezerken biraz utandık galiba ama orası bir ibadethane değil, müzeydi.. 



Benim gibi bi kapı aşığı için güzel anlardı.. Taaa kiii.. 


Taaa kiii müzeyle ilgili pek çok önemli bilgiyi başka turların rehberlerini dinleyerek "kazayla" öğrenene kadar!.. Bizimki ortada yoktu ve rehber olduğuna inanıyordu.. Süre bitince Kültür Merkezi'ne gittik.. Bi de ne görelim?! "İnanç Önderleri Sempozyumu" yazıyordu! Yani ortada gösterinin ötesinde bir şey vardı.. Protokol konuşmalarının bitmiş olduğunu, izleyip çıkacağımızı söyledi.. Ancak biz girdik, saygı duruşu, konuşmalar vs ile yarım saat geçti.. Turun yarısı protesto amaçlı salonu terk ettik ama rehber bu tepkimizi anlamamazlıktan geldi!!! Ortalama 1 saat sonra yanımıza geldiğinde sinirden delirmek üzereydim. Üstelik konuşmalardan onlar da hiçbir şey izleyememişlerdi.. Zaman yetersizliğinden yakınan ve programda yazılı olan yerleri gezdirmek yerine günün yarısını boşa harcamış olan rehberle daha da gerildik! 

O gerginlikle Deliklitaş'a gittik.. İnanca göre 40 gün 40 gecelik çileden sonra arınmış ruhların geçebildiği küçücük bir delikti! Ama benim arınmak şöyle dursun rehber sayesinde ruhumun ne durumda olduğunu Allah bilirdi.. Haliyle geçmeyi denemedim bile.. Hacim olarak da geçmem mümkün görünmüyodu ya.. Neyyyyse :P



Öğlen yemeğine de giderken hırsım geçmemişti, geçmicekti de.. Ama yemek güzel geçince biraz sakinleşir gibi oldum.. =) Yemeğe gittiğimiz yer de güzel olunca öğleden sonraya güzel bi başlangıç yapmak istedik.. 




Ve nitekim öğleden sonramız güzel geçti.. 
Göreme Açık Hava Müzesi'ni gezdik ki sanırım turun ennnn görülesi yeriydi.. =)






Bütüüün bi öğleden sonrayı Göreme'de geçirdikten sonra bi dönemin fenomeni Asmalı Konak ve Turasan şarap fabrikasında şarap tatmaya gittik.. Asmalı Konak artık bir türbe diyebilirim.. Kapıdaki kuyruk ve dizinin esas oğlanının odasındaki demir parmaklıklar türbeyi çağrıştırıyordu.. Toplanmış halılar, rutubet kokusu.. Şimdi bile bu kadar yoğun ilgi olduğuna göre bi dönem oldukça iyi para kırmış olsalar gerek.. 



Vee günün sonu.. Şarap fabrikası.. Şaraptan da önemlisi, orada ilkokul arkadaşımla karşılaşmış olmam ve ilkokul arkadaşımın arkam dönük olduğu için beni kocamdan tanımasıydı.. Oysa yüzyüze bile görmemişti.. =)) 
Görsel hafızasına hayran kaldım arkadaşımın.. 


Günün sonunda kıssadan hisse: 
Tur rehberini kendin seç, ya da rehbersiz git! =)

4 yorum:

41 kitchen dedi ki...

ah ben de oraya yaknlarda bi yerlerdeyim tam kafa dinlemelik çok tatlı görünüyorsun bu arada:)

elif dedi ki...

merhaba,
birkaç kez rastladım bloguna ama mesaj yazmak bugüneymiş.
Aylinin gelinleri olarak bi yakın hissettim kendimi sana, yazmak istedim.
şu rehber ve turu da kara listeye almak lazım ki bi gün gitmeye kalkarsak o isimleri görünce direk uzaklaşalım.

ceydabural dedi ki...

o delikten geçmek bir yana oradan geçmek için oraya girmem bile :)
bu kapadokyada kuytu delık tunel olayı gıbı evet forulmelı o ayrı

ps: fotograflarda süpersiniz, dalgalı saç sana çok ama çok yakısıyor
ps: bısı daha dıyecektım unuttum :))

Dilhan dedi ki...

tancım, iyice dinle kafanıı.. buraya gelince o günler çoook uzak gelmeye başladı.. ayrıcaaa teşekkür ederim çok =)

elif, sen sanırım aylinin "teyzesinin kızı olmayan kız"sın. =))çok sevindim yazmana, takip etmene.. tur ets.. kültür turları konusunda başarılı değiller ama diğer bütüüün konularda süperler. bizim şanssızlığımız rehber.. =))

ceydam, kapadokyada yer gök delikk! =) ama öyle her deliğe de girmemek lazım :P

ps: çoook teşekkür ederim tatlım, ben de alıştım, vazgeçemiyorum =)
ps: hatırlaaaa :P